Bundan önceki sure (Rûm) gibi, bu da, Mekke döneminin ortalarına doğru nazil oldu. Lokmân ismi, bu efsanevî bilgenin (bkz.
not 12) oğluna öğütlerinin yer aldığı 12-19. ayetlerden gelmektedir.
1 Elif-Lâm-Mîm.1
2 BUNLAR, ilahî fermanın hikmet2 dolu mesajlarıdır, 3 güzel işler yapanlar için rahmet ve hidayet kaynağı (olan
mesajlar); 4 onlar ki namazlarında
kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar:3 çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir
inanç besleyenlerdir.
5 İşte Rablerinin gösterdiği doğru yol
üzerinde olan ve dolayısıyla nihaî mutluluğa erişecek olanlar bunlardır.
6 Ama insanlar arasında öyleleri var ki,
bilgisi olmayanları Allah yolundan saptırmak ve onu gülünç duruma düşürmek için
[yol gösterici mesajlar üzerinde] kelime oyunu yapmaya kalkışırlar:4 böylelerini alçaltıcı bir azap bekliyor.
7 Böyle birine mesajlarımız
aktarıldığında, sanki kulaklarında bir sağırlık varmış da onları hiç duymamış
gibi, küstahça yüz çevirir:5 işte ona
[öteki dünyada] acıklı azabı haber ver!
8 [Buna karşılık] iman edip doğru ve
yararlı işler yapanlar mutluluk bahçelerine kavuşacaklar, 9 orada Allah'ın şaşmaz vaadine uygun olarak temelli kalacaklar:
çünkü O, kudret ve hikmet Sahibidir.6
10 O, gökleri görünür destekler olmadan
yarattı;7 sizi sarsmasın diye8 yeryüzünü sabit dağlar ile donattı ve orada
her çeşit canlı varlığın çoğalmasını sağladı.
Biz9 gökyüzünden sular indirir ve bununla
yeryüzünde10 her türlü faydalı [canlı]nın yetişip
büyümesini sağlarız.
11 Bunlar[ın tümü] Allah'ın hilkatidir:
Peki, gösterin bana, O'ndan başkası ne yaratabilmiş! Hayır, [gösteremezsiniz,]
zalimler11 açık bir sapıklık içindedirler!
12 BİZ, Lokman'a12 şu hikmeti bağışladık: “Allah'a şükret; çünkü
[O'na] şükreden kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük etmeyi tercih eden
ise [bilsin ki], Allah, kesinlikle hiçbir şeye muhtaç değildir ve her zaman
hamde layıktır”.
13 Lokman, oğluna öğüt verirken şöyle
konuştu: “Ey Benim sevgili oğlum!13 Allah'tan
başkasına ilahî sıfatlar yakıştırma! Bil ki, böyle [düzmece] ortaklık yakıştırmalar,
gerçekten büyük bir zulümdür!
14 [Allah diyor ki:] ‘Biz, insana, anne
babasına karşı iyi davranmasını emrettik: annesi onu nice acılara katlanarak
karnında taşıdı ve çocuğun annesine bağımlılığı iki yıl sürdü;14 [öyleyse, ey insanoğlu,] Bana ve anne babana
şükret, [unutma ki] bütün yollar sonunda Bana ulaşır’.15
15 [Allah diyor ki:] ‘[Anne babana saygılı
ol;] ama eğer senin aklının [ilahlık] yakıştıramayacağı16 bir şeye Benimle birlikte ilahlık yakıştırman
için zorlarlarsa onlara uyma; [o durumda bile] onlara bu dünyada iyilikle
davran ve Bana yönelenlerin yolundan git. Sonunda hepiniz Bana döneceksiniz; ve
o zaman [hayatta iken] yapmış olduğunuz her şeyi [gerçek şekliyle] size
göstereceğim’”.
16 [Lokman,] “Ey yavrucuğum!” [diye devam
etti] “Ortada yalnızca hardal tanesi kadar bir şey de olsa, [yaptıklarınız] bir
kayanın içinde [saklı] da bulunsa, yahut gökler[in tepesin]de ve yer[in
derinliklerin]de de olsa Allah onu aydınlığa çıkarır: çünkü Allah, kuşkusuz,
akıl-sır ermez bir [hikmet Sahibi]dir17 ve her
şeyden haberdardır.
17 Ey yavrucuğum! Namazında kararlılık
göster, doğru ve yararlı olanı emret, kötü ve eğriden vazgeçir, başına
gelebilecek her [belaya] sabırla katlan: bu, azim ve kararlılık gösterilmeye
değer bir şeydir!
18 “[Yersiz] bir gurura kapılarak
insanlara üstünlük taslama ve yeryüzünde küstahça gezip durma: unutma ki Allah,
böbürlenerek küstahlık yapanları sevmez.
19 “Davranışlarında ölçülü ve dengeli ol,
sesini yükseltme: çünkü, unutma ki, seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır...”
20 ALLAH'IN göklerdeki ve yerdeki her şeyi
emrinize verdiğini,18 nimetlerini açıkça veya
gizlice önünüze alabildiğine serdiğini19 görmez misiniz?
Yine de insanlar arasında öylesi var ki, [Allah
hakkında] hiçbir bilgisi, bir rehberi ve aydınlatıcı bir vahiy olmadan O'nunla
ilgili tartışmalara girer; 21 ve
böyle [insanlara] Allah'ın bahşettiğine tâbi olmaları söylendiğinde, “Hayır,
biz, atalarımızdan gördüğümüz [inanç ve eylem biçimlerin]e uyarız!” derler.
Öyle mi, ya Şeytan onları yakıcı ateşin azabına
çağırmışsa?20
22 Kim bütün benliğiyle Allah'a teslim
olursa21 ve aynı zamanda doğru ve yararlı işlerde
bulunursa, hiç sarsılmayan [sağlam] bir dayanak elde etmiş olur: çünkü her
şeyin akibeti Allah'ın elindedir.
23 Hakikati inkara şartlanmış olana
gelince, onun inkarı seni üzmesin: onlar sonunda Bize dönecekler ve o zaman,
[hayatta iken] yaptıklarının [gerçekte] ne olduğunu onlara göstereceğiz: çünkü
Allah, [insanların] kalplerindekini en iyi bilendir. 24 Onlara kısa bir süre hayatın zevkini yaşatır, ama sonunda şiddetli
bir azaba sürükleriz.
25 [ÇOĞU İNSAN] gibi, şayet22 onlara, “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye
sorsan, hiç tereddüt etmeden “Allah'tır!” derler.
De ki: “[O halde bilin ki] bütün övgüler yalnız
Allah'a mahsustur!” Fakat onların çoğu [bunun ne demek olduğunu] bilmez.23
26 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi
Allah'ındır. Şüphesiz yalnız Allah, kendi kendine yeterlidir, bütün övgüler
yalnız O'na mahsustur!
27 Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem
olsaydı, denizler de mürekkep, sonra24 yedi
deniz [daha] eklenseydi, Allah'ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah,
kudret ve hikmet Sahibidir.25
28 Hepinizin yaratılması ve yeniden
diriltilmesi, [O'nun için] tek bir can[lının yaratılması ve diriltilmesi]
gibidir:26 Şüphe yok ki Allah, her şeyi işiten, her şeyi
görendir.
29 Bilmez misin gündüzü kısaltarak geceyi
uzatan ve geceyi kısaltarak gündüzü uzatan Allah'tır; O, her biri belirlenmiş
bir vade içinde hareketini sürdüren güneşi ve ayı [kendi yasalarına] tâbi
kılmıştır;27 ve bütün yaptıklarınızdan haberdardır?
30 Gerçek budur: yalnızca Allah, Mutlak
Hakikattir,28 ve insanların O'ndan başka çağırdıkları her
şey tamamiyle değersiz ve geçersizdir; çünkü yalnız Allah yüce ve gerçekten
uludur!
31 Görmez misin, gemiler Allah'ın lütfu
ile denizlerde nasıl yol alıyorlar ve böylece Allah kendi varlığının bazı
işaretlerini önünüze nasıl koyuyor?
Kuşkusuz bunda, sıkıntılara sonuna kadar göğüs
geren ve [Allah'a karşı] derin bir şükran duygusu taşıyanlar için mesajlar
vardır.
32 Nitekim, dalgalar onları [ölümün]
gölgeleri gibi kuşattığında, [o anda] bütün içtenlikleriyle yalnız ve sadece
Allah'a bağlanarak O'na sığınırlar: fakat Allah onları sağ salim kıyıya
ulaştırdığında da bir kısmı yolun ortasında [inanmak ile inkar etmek arasında]
kalıverirler.29
Ama hiç kimse, haince bir nankörlüğe kapılmadıkça
mesajlarımızı bile bile reddetmez.
33 EY İNSANLAR! Rabbinize karşı
sorumluluğunuzu unutmayın; ve ne hiçbir anne babanın çocuğuna herhangi bir
faydasının erişebileceği, ne de hiçbir çocuğun anne babasına en ufak bir fayda
sağlayamayacağı Gün'den korkun!
Unutmayın, Allah'ın [yeniden diriltme] vaadi
gerçektir: öyleyse, bu dünyanın sizi ayartmasına izin vermeyin, ve Allah
hakkındaki müfsitçe düşüncelerinizin sahte cazibesine kapılmayın!30
34 Son Saat'in ne zaman geleceğini yalnız
Allah bilir; yağmuru yağdıran O'dur; rahimlerde yer alanı [yalnız] O bilir:31 Halbuki kimse yarın ne kazanacağını ve hangi
topraklarda öleceğini bilmez.
[Yalnız] Allah, her şeyi bilen ve her şeyden
haberdar olandır.